Alışkanlıklar ve bağımlılıklar birbiriyle bağımlı davranışlardır. “Yeme bağımlılığım var. Yemek yemeden duramıyorum” diye yakınan bir kişiyle ya da “Elinden telefonunu düşürmüyorsun sende telefon bağımlığı var” gibi cümleler kuranlarla mutlaka karşılaşmışsınızdır. Bu tür yargılara varmadan önce bu durumların alışkanlık mı bağımlılık mı olduğunu ayırt etmek için bu iki kavramı ayrı ayrı ele alalım.
Alışkanlıklarımız günlük yaşamımızda rutin yaptığımız davranışları tanımlamaktadır. Alışkanlıklar olumlu ve olumsuz olabilirler. Her gün aynı saatte yatmak, diş fırçalamak, her gün yürüyüş yapmak olumlu alışkanlıklardır.
Gece geç saatlerde uyumak, gece ağır yemekler yemek, sigara içmek ise olumsuz alışkanlıklar. Belli bir rutini olan olumsuz alışkanlıkların tekrarlanması her zaman bağımlılık olarak değerlendirilmez.
Bağımlılık, alışkanlığın bir sonraki evresidir. Bağımlılığın tam olarak oluşması demek bağımlılık ile ilgili davranışın rutin ve aşırı ölçüde yapılmasıyla değerlendirilir. Yapmadan duramama, kişi zarar görse de alışkanlığından vazgeçememe, istese de bırakamama, onsuz yapamayacağını düşünme gibi duygular ve düşünceler baskındır.
Bağımlılık kişinin bir nesne, kişi ya da olguya aşırı muhtaç hale gelmesidir. Bağımlılığı besleyen en önemli etken keyif verici bir dış faktörün olmasıdır. Zevk ve keyif dışarıdaki bir şeye bağlıdır. En cazip yanı ise kişileri kaygı ve gerginlikten uzaklaştırabilmesidir.
Alkol, madde, sigara gibi bağımlılıklar tıbbi sorunlara yani ciddi hastalıklara yol açarken diğer bağımlılık türleri daha çok duygusal ve sosyal sorunlara yol açar. En yaygın bağımlılıklar; alışveriş, kumar, estetik operasyon, yeme, video-oyun, spor, sosyal medya-internet ve cinsel bağımlıklardır.
Bağımlılığın her türlüsü sonuçları bakımından kişinin yaşam kalitesini düşürür. Çünkü bağımlı olunan dışında başka bir şey mutlu edemez kişiyi. Hangi tür bağımlılık türü olursa olsun ekonomik kayıplar da başlar.
Psikolojik bağımlılığı daha baskın olan oyun bağımlılığını örnek alırsak; Akşam yedi ile dokuz arası bilgisayar oyunu oynamayla geçiren ve bunu rutin olarak her gün yapan bir kişi, ertesi gün sınavı varsa ya da bir arkadaşıyla ilgili bir programı olduğunda oyun oynamaktan o gün için vazgeçebiliyorsa bu bir alışkanlıktır. Ancak, başka bir sorumluluk ya da sosyal aktivitesi olduğunda dahi oyun oynamadan duramıyorsa, her geçen gün bilgisayar başında geçirdiği saatler uzuyorsa, okula veya işe gitmeme, kişisel bakımını dahi yapamama durumuna geldiyse o zaman bu oyun bağımlılığına dönüşmüştür diyebiliriz.
Alışkanlıkları değiştirmek mümkün mü diye sorarsanız evet mümkündür. Önce kişinin zihinsel olarak kendini hazırlaması ve karar alması önemli ilk adımdır.
Hazzı erteleyebilme, alışkanlığın vereceği anlık mutluluk hissini geçiştirebilme çok önemlidir. Gerçekte alışkanlığın verdiği uzun vadede zararı bildiğiniz için bunu değiştirmeye karar verdiğinizi de unutmamalısınız.
Bağımlılık ise daha zor baş edilebilen ve türüne göre farklı yaklaşım ve tedavi seçenekleri uygulanması gereken bir rahatsızlıktır. Kişinin bireysel olarak bağımlılıktan kurtulması mümkün ama oldukça zordur. İlaçla, psikolojik tedaviler ve sosyal destekle bağımlılık boyutuna gelmiş kişiye zarar veren alışkanlığın tedavisi daha etkili olmaktadır.
Çevrenizde, kendinizde bağımlılık olduğunu ya da bir alışkanlığınızın bağımlılığa doğru gittiğini hissettiğiniz takdirde ertelemeden uzman yardımı almanız ya da sevdiğiniz kişileri yardım almaya zorlamanız gerekmektedir. Tüm diğer rahatsızlıklar gibi bağımlılıklar da ne kadar çabuk tedavi yoluna gidilirse o kadar rahat çözüm alınabilir.
Bu yazımız da ilginizi çekebilir: Bağlanma İlişkisinin Önemi Nedir?