Çocuklarda gözlemlenen bir davranışın normal ya da normal olmadığını anlayabilmemiz için çocuğumuzun yaşının özelliklerini bilmemiz, çocuğun yaşına uygun gelişimleri sergileyip sergilemediklerini anlamamızı sağlar. İlerleyen yaş dönemlerinde çocuğumuzda ne gibi değişimler olacağını bilmek, bu değişimlere hazırlıklı olmamızı ve bize bilinçli olma olanağı verir. Çocuğumuzla ilgili beklentilerimizi gerçeğe uygun hale getirir. Çocuğumuzdan yaşına uygun beklentiler içine girmek, hem onu psikolojik olarak rahatlatır, hem de aile ilişkilerimizde yaşayacağımız gereksiz gerilimleri engeller.
Çocuğumuzla ilgili bu beklentilerimizi gerçekçi hale getirmek için çocuğumuzu başkalarıyla kıyaslamak yerine yaşıtlarına göre doğru değerlendirilmesinin yapılması gerekir. Bu da ancak bir uzmanın değerlendirmesi ile mümkündür. Bu farklı şekillerde olabilir. Bunlar; gelişim tarama testleri yapılabilir, çocuğun kreş ortamında sosyal ve akademik olarak gözlenmesi olabilir, uzmanın oyun terapisi vb. gibi yöntemlerle çocuğu değerlendirilmesi ilk söylenebilecek değerlendirmeler olabilir. Uzman değerlendirmesinde ortaya çıkabilecek olası sonuçlar ya çocuğun yaşıtlarına uygun gelişim gösterdiğidir, ya daha ileri olmasıdır ya da daha geri olması durumudur. Daha ileri ya da daha geri olması durumunda çocuğun çocuk psikiyatrisine yönlendirilmesi ve bu bağlamda daha detaylı taramanın ve değerlendirilmenin yapılması, sonucun sağlıklı ve güvenilir olması için gereklidir.
Çocuğun geri çıkması durumunda ailelerin yapması gereken önemli görevler vardır. Bunlar; eğer çocuğa özel bir tanı koyulmuşsa (yaygın gelişimsel bozukluk, down sendromu vb. gibi) aile mutlaka özel eğitim ve rehabilitasyon desteği düzenli almak zorundadır. Çocuğun yaşına göre de hem özel eğitim hem de kreş/yuva ya da okul desteği birlikte yürütülmelidir.
Çocuk eğer özel bir tanı almamış ama gelişimsel olarak geri olduğu belirlenmiş ise, aileler çocuğun geri olduğu gelişim alanlarını desteklemelidir. Nasıl ve ne şekilde destekleyeceğini uzman yardımıyla yapmalıdır. Belirleyen uzman zaten aileye bu konuda desteğini sunacaktır. Ancak bu tek seferlik olmamalı belirli periyotlarda çocuğun gelişimi takip edilmelidir. İlerleme sağlanması ve yaşına uygun gelişim seviyesinde olması önemlidir.
İleri çıkması durumunda da yine uzmanın tavsiye ve önerilerine uygun hareket edilmesi çocuğun iyiliği için önemlidir. Gerekirse bulunulan şehre de bağlı olarak üstün yetenekli veya üstün zekalı çocuklara eğitim sağlayan kurumlarla bağlantıya geçilmeli gerekli bilgilenme sağlanmalıdır.
Tüm bunlar dışında çocuklarda davranış ve uyum problemleri de görülebilir. Bu problemler; alt ıslatma , yeme problemleri, kaka kaçırma, tırnak yeme, mastürbasyon, hırsızlık, yalan söyleme gibi birçok şekilde ortaya çıkabilir. Bunu çocuğun problemi olarak görmek yerine, çocuğun “ yardım çığlığı” olarak görülmesi gerekir ki çocuğa asıl yardım bu şekilde görülmeye başlanırsa sağlanmış olur. Bu problemler çeşitli nedenlere bağlı olabilir. Bunlar; aile içi çatışmalar, ihmal veya istismar, duygusal yoksunluklar, ebeveyn tutumlarının etkisi, organik bozukluklar, aile içi parçalanmalar, şiddet gibi durumların etkisi gibi faktörler sıralanabilir. Bu durumları aile fark etmeyebilir. Çocuk okula ya da kreşe gidiyorsa çocuğun okulu ile irtibat düzenli sağlanmalı ve öğretmenlerinden bilgi alınmalıdır. Eğer bu tip bir durumla karşılaşılır ise okulun psikoloğundan/uzmanından destek alınarak okulla birlikte hareket edilmelidir.
Ayrıca çocuklarımızla olan ilişkilerimizde hiç aklımızdan çıkarmayacağımız noktalar ise çocuğumuza oluşturacağımız güven duygusudur. Çocuklarımızı kendilerine güvenen ama kibirden uzak, ahlaki ve etik değerlerin öngörüldüğü saygı çerçevesinde yaşları kaç olursa olsun birey olduklarını unutmadan yetiştirmeliyiz. İhtiyaçlarını doğru anlayıp zamanında ve tutarlı ve aynılık içinde karşılamak gerekmektedir. Çocuğun yaşına göre sorumluluk daima verilmeli, bunlara sevgi ve şefkat eşlik etmelidir. Özetle çocuklarınızı sevin, onlarla ilgilenin ve onlara bol bol sarılın..